Yemek sanayicilerine göre gıdada fahiş artış enflasyon rakamlarına yansımıyor

Pandemide yüzde 60 küçülen yemek sanayicileri, ayakta kalmak için fiyatları doğru saptayacak “tencere enflasyonu” denilen bir kalem açılmasını istiyor.

Pandeminin darbelerini yiyen sektörlerden biri de yemek sanayicileri. Kapanan ya da evden çalışma kararı alan işletmeler ve kurumların çalışanlarına yemeği kesmesi nedeniyle yüzde 60’a yakın küçülen sektörü şimdi de gıda fiyatlarında durdurulamayan artışlar vuruyor. Yıllık sözleşmelerle çalışan firmalar enflasyonun doğru hesaplanmadığını da belirterek hesaplara yeni bir kalemin eklenmesini istedi. “Tencere enflasyonu…”

Yemek fiyatlarını yıllık sözleşmelerle enflasyon oranında belirlediklerini söyleyen Türkiye Yemek Sanayicileri Dernekleri Federasyonu Başkanı Hüseyin Bozdağ, ancak açıklanan rakamların gerçek enflasyonu yansıtmadığını belirtti. Bozdağ, şunları söyledi:

“Geçen yıl 105 TL’ye aldığımız yağı şu anda 260 TL’ye alıyoruz. Ürün bazlı bakınca, ortalama yüzde 40 enflasyon var maliyetlerimizde. Ancak açıklanan resmi enflasyon rakamları çok düşük olduğu için biz bu artışları fiyatlarımıza yansıtamıyoruz. Enflasyon kaleminin doğru hesaplanması gerekiyor. Tencere enflasyonu dediğimiz yeni bir kalemin açılması gerekiyor. Çünkü biz sanayi işi yapıyoruz ve kontratlarla bağlıyız. Yani Ayşe Teyze bir kilo et alamadığı zaman zeytinyağlı yapabilir ama ben o eti almak zorundayım, sözleşmem var” dedi.

Restoran ve hizmet sektörüdeki yüzde 1’lik KDV uygulamasının da sektörü zora soktuğunu söyleyen Bozdağ, “Biz bütün ürünlerimizi en az yüzde 8 KDV ile alıyoruz ama bu işletmelere yüzde 1 ile fatura ediyoruz. Bu şekilde her işletmemizin devletten 1 milyon TL’ye yakın alacağı var. Sektörün toplam alacağı 500 milyon TL’nin üzerinde” diye konuştu.

YÜZDE 50 ARTIŞ

Sektörün en büyük probleminin maliyet artışları olduğunu belirten İstanbul Yemek Sanayicileri Derneği Başkanı Sedat Zincirkıran ise şunları söyledi:

“Bakın sırf elektrik ve doğalgaza gelen son zam bile bizim belimizi büktü. Bizim bir sürü soğutma sistemimiz var ve 24 saat sürekli olarak çalışıyorlar. Hijyen sebebiyle tek kullanımlık kap ve malzemelere geçtik, artış var. Gıdadaki stokçuluk bütün dünyada almış başını gidiyor. 2020’den bu yana bizim maliyet kalemlerimizde yüzde 50’nin üzerinde artış oldu. Bizim bu maliyetleri müşteriye yansıtmamız şart.” https://34add75fde5bcbced6632ad0c3bceea6.safeframe.googlesyndication.com/safeframe/1-0-38/html/container.html

YEMEK, ÇALIŞANIN HAKKI

Sektörün 2020 yılında kapasitesini yüzde 20’ye düşürdüğünü ve halen yüzde 60’larda olduğunu söyleyen Zincirkıran şöyle devam etti:

“Üniversitelerin ve özel okulların kapanması, evden çalışmaya geçilmesi sektörümüzü küçülttü. Özellikle evden çalışma döneminde firmalara yemek veremedik. Yemek aynı zamanda personelin özlük hakkıdır, bu haktan vazgeçilemez.”

ARTIŞA YETİŞEMİYORUZ İFLASLAR BAŞLAYACAK

Temmuz ayında gıda fiyatlarının yüzde 3.18 oranında arttığını, böylece gıdada yedi aylık artışın yüzde 20.18’i bulduğunu duyuran Bursa Yemek Sanayicileri Derneği Başkanı Coşkun Dönmez, “İflasların başlamasından korkmaya başladık” diyerek şu bilgileri verdi:

“Düşük kârlarla çalışan sektörümüzde hammadde fiyatlarının sürekli artması sürdürülebilir bir durum değil. Artık daha kısa zaman dilimlerinde fiyat güncellemeleri yapmak durumundayız. Fiyat artışlarına yetişemez hale geldik. Son zamlar ile dört kap yemekten oluşan ham mönü maliyetimiz 12 TL’yi buldu. Menü maliyetlerimiz 16 / 18 TL’yi bulabiliyor. Bu durumda satış fiyatlarımızın 18 / 20 TL’ye çıkıyor. Bizim maliyetlerimizin yüzde 50’sini ham gıda oluşturuyor. Bunu ucuzlatmamız imkânsız. Kâr marjlarımız yüzde 6-8. Bu durum sürdürülebilir değil. Kârsız işletmeler yatırım yapamaz. Yatırım yapamayan işletme ise ayakta kalamaz. Unutulmasın ki sektörde yaşanacak olumsuzluklardan herkes zarar görür” diye konuştu.